30 Eylül 2009 Çarşamba
Free minyatür dergisi / free miniature magazine
adresinden free online minyatür dergisine ulaşabilirsiniz. İçinde birçok proje ve fikir var... Bir göz atmaya değer bence...
28 Eylül 2009 Pazartesi
Bira tenekesinden tencereye
Hızımı alamayıp birkaç tane de konserve kusu yaptım...
Minyatür mutfak aksesuarları/miniatur kitchen assesoires
Yararlandığım bazı malzemeler: boncuklar ve çikolata ambalajı (önde sarı olan)
Kağıtla kaplandıktan sonra...
25 Eylül 2009 Cuma
Minyatür yiyecekler/miniatur food
Bir süre minyatür işlerime ara verdim. Önce Köln'deki Türk çocuk ve gençlik kitapları haftalarına katıldım, ardından Çatalca'da sel felaketinden çok kötü etkilenen Nesin Vakfı'nda birkaç gün toparlama işlerine omuz verdim. Bu yüzden ancak dün fimoya alternatif olarak ve deneme amaçlı kullandığım el yapımı seramik hamuru (un, nişasta ve tutkal) ile şekillendirdiğim mini yiyecekleri boyadım. Bence sonuç hiç de fena olmadı. Renklendirmek için sulu boya, cila olarak oje kullandım. Ekmek ve patateslere doğal bir görünüm kazandırmak için cilanın üzerine, oje henüz tam kurumadan sigara külü, alçı ve bir kurşun kalemini kalemtraş ile açarak elde ettiğim kırıntıları serptim.
Yakından birkaç ayrıntı:
Ekmekler
Suçuk ve Yumurta
Meyveler
Patates
Reçelli ekmek ve peynir (yoksa tereyağına daha mı çok benziyor?)
Sebzeler
11 Eylül 2009 Cuma
10 Eylül 2009 Perşembe
Nesin Vakfı için Ali Nesin'in çağrısı
Kotumserlige kapilmaca yok.
Hayat bir mucadeledir. Bu sel felaketini de bu mucadelenin bir parcasi olarak degerlendirip eski gunlerimize donmek icin canla basla, askla sevkle calisacagiz. Eskisinden daha da guzel bir vakif yapacagiz.
Yarin cok daha kotu bir sel felaketi bekleniyormus. Nasil mumkunse! Elimizden geldigince hazirlaniyoruz.
Kucuk cocuklarimizi anneleriyle birlikte Istanbul'daki evlerimize yolladik. Vakif'ta sadece eli is tutan gencler kaldi.
Gormeden anlasilmaz ama felaketin boyutlarini anlatmaya calisayim.
Su anda camurdan bir vakfimiz var desem abartmis olmam.
Bodrum kat bastan asagi, giris kati bir bucuk metre kadar su altinda kaldi.
Bahcedeki su dune kadar boyu asiyordu.
Simdi suyu gitti diz boyu balcigi kaldi. Cizmeyi birakmadan ayaginizi balciktan kurtarmaniz zor. Selin surukledikleri meyve agaclarinin arasina takilmis, agaclari egmis, kocaman bir bariyer olusturmus. O yemyesil bahceden geriye eser kalmadi. Coluk cocuk hep birlikte o kadar da cok emek vermistik ki...
Hayvanlarimiza yem icin ektigimiz onlarca donum tarla batakliga dondu.
Seralarimiz kimbilir nerelerdeler.
Komsu haradaki onlarca at boguldu. Muhtesem atlardi. Hep birlikte kosmaya basladiklarinda zemini zangir zangir titretirlerdi.
Cocuklarimiz, o atlari kucucuk boylariyla citin ustunden uzanarak, bahceden kopardiklari tutam tutam cimlerle beslerlerdi. Minicik ellerle atlarin koca koca dislerini yanyana gormenin keyfine doyum olmazdi ... Baskalarina para kaynagi olan o atlar bizim nese kaynagimizdi. Gitti gider canim atlar.
Tiyatro salonumuz taninmaz halde. Su anda icine bile girilemiyor.
Mutfagimiz kullanilmaz durumda, icine zor giriliyor.
Camasir makinalari, bulasik makinalari, kurutma makinasi, buzdolaplari, firinlar, sogutma depolari, kalorifer kazani... Medeniyet namina ne varsa yok oldu.
Et stogumuz perisan. Kokusmadan gommek gerekiyor. Ama nereye? Her yer balcik.
Su, elektrik, telefon, internet kesik elbet.
"Dereboyu"ndaki evime uzun sure ulasamadik. Aziz Nesin'in en onemli notlari oradaydi. Sel, agac kutugunden karavana kadar, ne bulmussa onune katmis tum siddetiyle akiyordu. Neyse ki ev yikilmadi ve notlara bir sey olmadi. Mucize diyesim geliyor.
Kullanilmaz hale gelen koltuk, kanape, yatak yorgandan ya da tamamen suya gomulen elbise depolarimizdan soz etmiyorum bile.
Bitirmek uzere oldugumuz "Sanatci Evi" perisan. Yeni bastan yapacagiz.
Kitap depolarindaki on binlerce liralik Aziz Nesin kitabi mahvoldu.
Aziz Nesin'in yillarca biriktirdigi gazete koleksiyonunun buyuk bir kismini ciltletmistik. Buyuk olcude parasizliktan ama bir miktar da ihmalkarliktan ciltletemedigimiz binlerce gazete hamur oldu. 1976'nin Politika gazetelerini gordum. Icim acidi.
Mezunlar dahil butun buyuk cocuklarimiz Vakf'a geldiler. El birligiyle Vakf'i temizlemeye calisiyorlar.
Felaketin boyutunu anlamak icin gormek, yasamak lazim.
Iki tesellimiz var:
1) Hicbirimize bir sey olmadi.
2) Aziz Nesin'in butun arsivi kurtarildi. Cocuklarimizin ilk aklina bu notlar gelmis. 3000 dolayinda dosya... Inanilmaz bir surat ve imrenilecek bir isbirligiyle cocuklar butun dosyalari su basmadan kutuphaneden ikinci kata cikarmislar. Sabahin korunde uykularindan firlayip... Cocuklarimizin kimisi haylaz kimisi yaramaz kimisi soz dinlemez olabilir, ama hic gormedikleri Aziz Dede'lerinin notlarinin ilk kurtarilacak esya oldugunu biliyorlar... Egitim iste boyle bir sey olmali.
Her seye karsin iyimserligimizi elden birakmayacagiz ama. Surekli ileriye bakmaya and ictik. Mucadeleye devam!
Sevgili Dostlar,
Nesin Vakfi'nin ana binasini depreme karsi guclendirmek gerekiyordu. Bu sel felaketiyle birlikte binanin zemini daha da zayiflamistir. Binayi guclendirmenin maliyeti 350-400 bin lira arasinda. Sel felaketi dolayisiyla zararimizin da (insan gucunu saymazsak) 250 bin TL dolayinda oldugunu saniyorum. Bizim boyumuzu fersah fersah asan meblaglar bunlar. En zor zamanlarimizda hep yanimizda olan sizlerden butcenize gore bir katki bekliyoruz. Internetten bagis icin: https://secure.cs.bilgi.edu.tr/nesinvakfi/bagis.php. Banka hesap numaralarimiz asagida.
Cok tesekkurler.
Sizlere ve gelecege inancimiz sonsuz.
Hepimizden sevgiler, saygilar.
Ali Nesin
9 Eylül 2009 Çarşamba
Nesin Vakfı sular altında!
www.nesinvakfi.org
Vakıf 0212 783 6049
Vakıf 0212 783 6358
Koordinatör: 0 533 358 97 80
Müdür: 0 533 358 97 81
Muhasebe: 0 533 962 11 45
Nesin Vakfı - Çocuk Vakfı, Nesin Foundation, Aziz Nesin, Ali Nesin
Kaynak: www.nesinvakfi.org
Aziz Nesin'in ölümünden sonra da dimdik ayaktayız, üstelik gelişerek, büyüyerek ve daha çok çocuğu daha iyi eğiterek. Aziz Nesin'in deyimiyle "varından değil yoğundan veren" halkımızın desteği sayesinde... Tüm destek verenlere çocuklarımız adına teşekkür ederiz.
7 Eylül 2009 Pazartesi
Duvar kağıdı ve diğer mini printler
4 Eylül 2009 Cuma
Denemeler
Yeni proje konusunda henüz netleşmiş değilim hala, ama küçük denemeler yapmaya devam ediyorum. Bugünlerde fimo yerine kullanabileceğim malzeme üzerine düşünüyorum. Dün beyaz tutkal ve nişastadan bir hamur elde edip, ilerde ekmek, patates, yumurta, sebze-meyve gibi minyatür yiyeceklere dönüştürecek şekiller yaptım. Bakalım boyadıktan sonra istediğim sonucu elde edebilecek miyim?
Birkaç gündür de 1:12 minyatür boyutlarında bir çamaşır makinesi maketi yapmakla uğraşıyorum. (Makineyi yapacağım da, nereye koyacağımı hiç bilmiyorum?) Malzeme olarak karton, ince strafor, metalden yuvarlak küçük bir nane şekeri kutusu ve eski bir saat camı kullandım. Önce ince straforu çamaşır makinemin ön cephesi boyutunda kesip ortasında sakız kutusu büyüklüğünde bir delik açtım. Sonra metal sakız kutusunu straforda açılan deliğin arkasına bantla sabitledim. Önden ise strafordaki yuvarlaklığa saat camını yerleştirdim (rastlantı sonucu nerdeyse tam uydu). Kalan boşlukları tutkalla hamur haline getirdiğim tuvalet kağıdıyla kapattım. Ardından sıra kartondan uygun boyutlarda, ve bir tarafı strafordan oluşturulan ön cephe için açık bırakılan bir kutu oluşturmaya geldi. Kutuya straforu yapıştırdıktan sonra straforun üst ve alt tarafını maket bıçağıyla hafifçe çizdim. Çamaşır makinesinin büyük ayar düğmesi için bir tükenmez kalemin arka ucunu kestim, küçük düğmeler ve deterjan gözü için yukarda anlattığım "nişasta-ağaç tutkalı" hamurunu kullandım. Ardından hepsini ince beyaz kağıt şeritleriyle bir kat kapladım. Son olarak saten alçısı ve tutkaldan oluşturduğum bir macunla maketimi daha sıvamayı, zımparalamayı ardından da boyamayı düşünüyorum. Sonucu sizinle paylaşacağım...